Yağmur yağıyor bugün...
Ondanmıdır bilmem, öyle hüzün çöktü içime
uzun uzun uzaklara daldım gittim ve birden aşağıdaki cümeler geldi aklıma ve dilime.
Sanırım doldum taşacağım bu aralar.
Çok düşünmek iyi değildir derler ama hiç düşünmemekten bence bin kat iyidir...
Sessiz sakin yağmuru izlerken unuttuğum satırlarınıda buldum yeniden okudum.
Ne kadar doğru ne kadar benden...
Düşündüm ;
Hayata bir başlık atmadım
Düşündüm ;
Ben ve hayat iki iyi arkadaşız.
Düşündüm ;
Hayata hep bir düşün değil;, binlerce düşün penceresinden bakıp gerçeğe hangisinin daha yakın olduğunu görmek gerekir
Düşündüm ;
Hayat gözlerimi açabildiğim kadar açıp en son noktaya kadar bakmak, sonrada yumup hiçbir şey görememek kadar kısa, hayat kısadan da kısa.
Düşündüm ;
Hayat kendimize yazdığımız mektupların genel adıdır. Gönderen kısmında ismimiz, alıcı kısmında adresimiz yazar.
Düşündüm ;
Aslında zaman, okyanusları besleyen su kaynaklarından bile çok daha hızlı akıyor.
Düşündüm ;
Aslında hayat, ölümün hep unutulduğu bir yaşama uğraşıdır.
Düşündüm ;
Aslında hayat, uyku ile uyanıklık, düş ile gerçek, yalan ile doğru arasında az sonra uyanacağımız anlık bir rüyadır.
Düşündüm ;
Aslında hayat, gözlerim kapalıyken bile görebileceğim bir suret, kulaklarım kapalıyken bile duyabileceğim bir ses ve her aynaya bakışımda bana bakan bir yüzdür.
Düşündüm ;
Aslında ölüm, birbirini gören aynaların içinde uzayan sayısız yollar kadar uzun, dokunsam tutulacak kadar yakındır.
Düşündüm ;
Aslında kimse düşlerinin terkine uğramadı. Hayat zaten bir düş! Bir gün düşeceğiz toprağa ve hayat denen bu düşten ilk kez uyanmış olacağız.
Düşündüm ;
Hayatıma iyi bakmalıyım. Çünkü o kendine küsse, kimse bana yeni bir hayat hediye etmeyecek.
Düşündüm ;
Yaşamak büyüdüğünden beri hayatı hep küçük gördü.
Düşündüm ;
Ölümün gözlerine yaşarken bakarsak oda bize anlamı olan sonsuz bir hayatla bakar.
Düşündüm ;
Ölüm sırası gelmeden kimse sıranın kendisinde olduğunu anlayamıyor.
Düşündüm ;
Ölüm isimlerimizin başındaki beylik sıfatları tanımıyor..
Düşündüm ;
Aslında ölüm, cevabı hep bilinen bir sorudur.
Düşündüm ;
Aslında ölüm, sevgilinin bize gönderdiği bir mektuptur.
Düşündüm ;
Bilmek kadar insana acı veren başka bir karmaşa yoktur.
Düşündüm ;
Kolay anlatılıyor acılar, kolay yazılıyor kolay yaşanmıyor oysa.
Düşündüm ;
Aynalara her bakışta yüzümdeki maskelerden gerçek yüzümü seçemiyorum.
Düşündüm ;
Çok vefasızım, telefon rehberindeki dostlarımın sayısı bir hayli azalmış.
Düşündüm ;
Ben yoksam kimse yoktur.
Düşündüm ;
Omuzlarının üzerinde zirveye çıktığım insanlara sırtımı dönmemeliyim.
Düşündüm ;
Ben aşkı seslerden bir ses değil, bütün sesleri susturan bir çığlık yapmak için arıyorum.
Düşündüm ;
Aslında ses sessizlikte anlam buluyor. Sessizlik her yerde konuşabilen ses oluyor.
Düşündüm ;
Aslında ben büyümekten değil, içimdeki sesi yitirmekten korkmalıyım.
Düşündüm ;
Ellerim kaleme, düşüncelerim kelimelere tutundukça yazmaktan ve okumaktan asla vazgeçmemeliyim.
Düşündüm ;
Renklerin mavisini seviyorum diye siyahlardan nefret etmemeliyim.
Düşündüm ;
En değerli an içerisinde bulunduğum andır. Çünkü az sonrasının olup olmayacağı bilinmezdir.
Düşündüm ;
Özgürlük bedeli gerçekten çok ağır olan bir mücevherdir. O yüzden herkeste bulun(a)maz.
Düşündüm ;
Boş vermek hiçbir şeydir. Hiçbir şey boş vermek kadar anlamsız değildir.
Düşündüm ;
Kalplerini yormayanlar düşüncelerimi çiğnediler. Cümlelerimin canı yandı.
Düşündüm.
İnsan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı.
Düşündüm ;
Umut Kafdağı'nın ardında da olsa beklenmeye değer...
Düşündüm ;
En çok beklenen en beklenmedik anda gelendir
Düşündüm ;
Anlaşılamamak anlaşılır bir durumdur.
yazar: Nurdal Durmuş